Bir elbisenin üstünüze oturması, terzinin onu sizi düşünerek yaptığı anlamına gelmez. Otu boku üstüne alınma yani.
Yiğit

23 Mayıs 2010

Avatar



2009 senesine damgasını vuran filmden bahsediyoruz. Her ne kadar Hearth Locker adlı film Oscar töreninde James Cameron'ı apıştırsa da Avatar mühim bir film görsellik konusunda. Gönül isterdi ki 3D izlemiş gibi anlatayım, ama maalesef. Yalnızca şunu söyleyebilirim, ben normal haliyle bu kadar etkilendiysem 3 boyutlu hali nasıldır kimbilir.

Film öyle bir film ki, çekmek için kendi teknolojisini yaratmış ekip. Bilmem kaç sene beklenmesinin sebebi o. Maliyeti hallice olmuş zaten bundan dolayı, ama değdi mi değdi.

Film hakkında konuşulan başlıca konular:
1- Çalıntı senaryo
2- Siyasi mesajlar
3- Görsellik

Görüldüğü üzere oyunculuktan falan bahseden yok pek. Çalıntı senaryo denmesinin sebebi bu linkteki özette var zaten. Var mı benzerlik? Reddedilemeyecek düzeyde evet. Kararı siz verin, ama ben dozu biraz kaçmış esinlenme derim. Bir şeyi silmek o kadar kolay olmamalı zira. Pire için yorgan yakmak olur yoksa.

Siyasi mesajlar da işte bu benzerlikten geliyor biraz. Amerikalıların Kızılderililerden/Iraklılardan özrü gibisinden. Kimisi öyle diyor kimisi böyle. Bence asıl mühim olan insan ırkı olarak neye elimizi atsak bok etmemiz kısmı. Ağaçlık alana pikniğe gidip "oh valla doğa gibisi yok" deyip, ondan sonra üstüne otel dikeceğim diye orman yakmanın ikiyüzlülüğü gerçeği var. Aynı adamların villaları yeşillikten geçilmiyordur eminim.

Görsellikse en mühim kısmı bana göre. O an o dünyanın içinde olmayı kim istemedi? İkranlara binip uçmayı kim hayal etmedi(yükseklik korkusu olanlar bu soruyu cevaplamasın)? Bana sualtı dünyasını anımsattı o dünya. Renk cümbüşü, farklı farklı yaratıklar falan. Öyle renk cümbüşünün, doğa güzelliğinin dünya üzerinde görülebileceği en baba yer su altıdır bence. Birincisi doğal, ikincisi insan eli pek değmemiş. Yani kısmen en azından.

Hikaye Pochantas, The Last Samurai vb ile aynı evet. Ama yapmayın diyorum gene. Filmi bu kadar basite indirgemeyin "senaryo sıfır olmamış film" demeyin. O belgeselvari yakın plan hayvan çekimlerinde hakkaten "vay anasını" dedim, kim demedi ki? O kadar hayvan gördük, hepsi de ince ince işlenmiş. Jake'in verdiği tepkilerin aynılarını izlerken biz de veriyoruz. Film sanal ortamda yaratıldığından mütevellit sanal kamera ve kamera açıları kullanılmış. E bu da hikayenin ve görselliğin içine girmenize katkı sağlamış haliyle. Çığır açmak böyle bir şey. Bundan bir 5 10 sene sonra göreceğiz aslında bunu, ne kadar etkilediğini. Star Wars, Jurassic Park, The Lord of The Rings Trilogy derken şimdi de Avatar. Git gide görsellik işi ilerliyor, bizlere vay anasını dedirtiyor. Bilimkurgunun gözünü seveyim diyor insan böyle durumlarda işte. Hayalgücü sayesinde sinema görselliği artıyor. Filmde bayıldığım bir unsur da örgüsaçların arasından çıkan USB bağlantı görevi gören şey. Hakkaten ne güzel olmaz mıydı be? Spoiler uyarısı vermedim, zira spoiler vermedim bence. Varsa bi not bırakın vereyim spoiler uyarısı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder